Sağlıklı bir bireyin yılda bir kez göz muayenesi olması gerekirken diyabet hastaları için bu tablo elzem hale gelmektedir. Bunun en önemli nedeni diyabetin bir mikrodamar hastalığı olması ve vücudun pek çok organına etki edebildiği gibi özellikle göz sağlığını olumsuz yönde etkilemesidir. Üstelik kontrolsüz kan şekeri gözü oldukça olumsuz yönde etkiler ve bu süreç çoğu zaman sinsi ilerleyebilir; yani bir diyabet hastasının gözdeki hastalığıyla ilgili tanı aldığında görme ile ilgili kalıcı hasarlar meydana gelmiş olabilir. Bunun için diyabet hastalığının 6 ayda bir rutin göz muayenelerini asla ihmal etmemesi hatta bazı özel durumlarda daha sık göz muayenesi olması gerekmektedir.
Diyabet hastaları diğer bireylere kıyasla göz hastalıklarına daha yatkındır. Kan şekeri regülasyonu olmadığında basit gözlük sorunları bile diyabet hastalarında çok değişken bir tabloya neden olabilir.
Kan şekerinin regüle olmadığı dönemlerde yapılan göz ölçümleri çoğu zaman yanıltıcı olmaktadır. Örneğin kan şekeri 500 iken gözün miyopu farklı çıkabilir. Ancak kan şekeri dengelenip 100'e düşürüldüğünde gözün miyopi ve hipermetropisi değişmektedir. Bu nedenle diyabet hastaları kan şekerleri regüle değilken gözlük değişimi yapmamaya dikkat etmelidir.
Diyabet hastaları vücutlarının her yerinde olduğu gibi gözde de enfeksiyona oldukça meyillidir. Bu nedenle diyabet hastalarının ellerini sık sık yıkanması gereklidir. Kan şekeri regüle olmayan hastalarda bir zorunluluk söz konusu değilse göz cerrahilerine ve göz travmalarına karşı özellikle dikkatli olmalıdır. Diyabet vücudun diğer bölgelerinde olduğu gibi gözde de özellikle kan şekeri regüle olmayan hastalarda yara iyileşmesi problemlerine neden olabilir. Bu nedenle cerrahi sonrası diyabetik hastalarda diğer bireylere göre göz yüzeyindeki yaralar biraz daha geç iyileşmektedir.
Katarakt diyabet hastalarında erken yaşlarda mı görülür?
Diyabet hastalarında diğer bireylere kıyasla daha erken yaşta katarakt görülür ve daha hızlı ilerleyebilir. Kan şekerinin regüle olmadığı durumlarda hastalar görmelerinde bulanıklık, gözlükle iyi görememe ve sisli görme gibi şikayetler olursa mutlaka göz doktoruna gidip herhangi bir katarakt gelişimi olup olmadığına dair muayene olunmalıdır.
Diyabet hastalarında erken katarakt gelişiminin yanı sıra retina problemlerine de rastlanmaktadır. Diyabet bir mikrodamar hastalığı olduğu için retina damarlarında sızıntılar, kanamalar, hastalarda bulanık görme, sisli görme, lekeler görme gibi şikayetlere neden olabilir.
Diyabet hastaları herhangi bir şikayeti olmasa bile 6 ayda bir rutin göz muayenelerini olmalıdır. Damla ile yapılan dilatasyonlu muayenelerde retina bölgesi özel merceklerle herhangi bir kanama ve sızıntı olup olmadığı konusunda takip edilir. Bazen bu bölgenin optik koherens tomografi (OCT) testi ile katman katman incelenmesi bazen de anjiyografi ile damarlarının görüntülenmesi gereklidir.
Göz bebekleri büyütülerek yapılan detaylı retina muayenesi sonrası retina damarlarında herhangi bir sızıntı, kanama tespit edildiği zaman hastaların ilk olarak endokrinoloğu ile bir araya gelerek kan şekerini regüle etmelidir. Kan şekeri regüle olmadan göz hastalıklarının düzelmeyeceği bilinmelidir. Diyabet hastalarında retina problemleri nasıl tedavi edilir? Kan şekeri düzenlenen hastanın retina bölgesine bu kanamaların durdurulması amacıyla bazen lazer tedavileri bazen de göz içi intravitreal AntiVEGF adı verilen ilaç tedavileri uygulanabilir.
Kan şekeri kontrolsüz giden hastalarda bazen kan şekeri kontrol altına alınmasına rağmen retinada neden olduğu sorunlar devam edebilir Göz içerisine argon lazer ve göz içi ilaç enjeksiyonları uygulansa da bu sorunlar devam edebilir. Diyabetin neden olduğu retina hastalıkları şu şekilde sıralanabilir:
Diyabet hastalarında bazı durumlarda retina cerrahisi de gerekli olabilir.