Sarı Nokta HastalığıSarı nokta hastalığı (Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonu) gözün mekezi görmesinden sorumlu ‘maküla’ ismi verilen bölgenin yapısının bozulması ve fonksiyonunu kaybetmesine neden olan bir hastalıktır.
Maküla, retina tabakasında ışığa duyarlı görme hücrelerinin en yoğun olarak bulunduğu bölgedir ve detay görüşten sorumludur. Maküla, oran olarak retinanın çok küçük bir bölgesini kapsar ancak çevre (periferik) retina tabakasına göre çok daha hassastır. Küçük yazıları okuyabilme, iğneden ipliği geçirebilme ve sokak tabelalarındaki yazıları net olarak görebilmek için maküla tabakasının sağlam ve sağlıklı olması gerekir. Periferik retina ise yanları görmemizi sağlar. Örnek olarak; periferik retina yanınıza outran bir insanın genel olarak şeklini görmenizi sağlarken, maküla o insanın yüzüne baktığınızda detay görmenizi sağlar.
Vücudun normal yaşlanma ivmesiyle beraber birçok kişide maküla dejenerasyonu (sarı nokta hastalığı) ortaya çıkar. Bu bölgenin birçok farklı hastalığı vardır ancak, yaşa bağlı maküla dejenerasyonu (YBMD) en sık görülen maküla – sarı nokta hastalığıdır.
Retina tabakası görme işlevinin tam olarak gerçekleşmesine yardımcı olan 10 ayrı tabakadan oluşur. İlerleyen yaş ve bazı toksik etkiler nedeniyle, bu tabakalardan Retina Pigment Epiteli (RPE) adı verilen tabakada metabolik artık ve küçü sarı birikintiler (druzen) oluşur.
Sarı nokta hastalığında görme bulanıklığı, merkezi görmede eğilmeler – kırıklı görme veya tam merkezi görme kaybı gelişebilir. Periferik görme genellikle etkilenmez. Örnek olarak resimdeki saatteki gibi hastalar saati genel hatlarıyla görürlerken merkezde akrep ve yelkovanı seçemezler.
YBMD genellikle tam körlük yapmaz. Hastaların ek başka bir göz problemleri yoksa (katarakt, glokom (video) gibi) periferik görmeleri korunur ve yanları görmeye devam ederler. Ancak merkezi görmenin aybı güncel yaşamla ilgili birçok işi (okumak, yemek yemek, Tv seyretmek gibi) rahat yapmamıza engel olur. Yaşa bağlı sarı nokta hastalığı genellikle bir gözde başlar ama çoğu hastada zaman içerisinde diğer göz de etkilenir. Hastalık başlangıç evresinde belirti vermeyebilir, bu nedenle şikayet olmasa dahi ellili yaşlardan sonra göz muayenesi olmak çok önemlidir.
En sık görülen sarı nokta hastalığı, kuru tip yaşa bağlı maküla dejenerasyonudur. Ilerleyen yaşla birlikte maküla tabakası incelir ve fonksiyonunu kaybeder. Hastalık, druzen adı verilen küçük sarı birikintilerin makülaya yerleşmesiyle başlar. Hastalık ilerledikçe birikintilerin miktarı artar ve maküla tabakası daha da incelir ve görme yavaş bir şeklide azalır.
Görece daha az tehlikeli olan kuru tip YBMD, diğer yaş tip YBMD dönüşebilme riski taşıması nedeniyle, hastalar kontrol altında tutulur ve merkezi görmelerini evde hergün kare testi ile değerlendirmeleri istenir. Merkezi karelerin görünümünde bir değişiklik olması (kırılmalar, eğrilmeler, kesintiler gibi) yaş tip YBMD’na geçiş bulgusu olabilir ve bu durum tespit edildiğinde vakit kaybetmeden göz doktorunuza başvurmanız gerekir.
Yaşa bağlı gelişen sarı nokta hastalığının %10’u yaş tip YBMD’dur. Daha nadir görülmekle birlikte merkezi görmeye kuru tipe gore daha çok hasar verir. Vücudumuzda hemen her bölgede ince kılcal damarlar bulunur. Temel görevi dokulara besin ve oksijen taşımak olan bu ince damarların sayısı genellikle sabittir ve bunlar büyüme veya sayıca artış göstermezler.
Yaş tipte sarı nokta hastalığı ve maküla dejenerasyonunda anormal olaarak bazı ince damarlar retina tabakası altında (koroid bölgesi) büyüme gösterir. Bu anormal yeni damarlanmaya ‘Koroid neovaskülarizasyonu’ adı verilir. Bu anormal kılcal damarlar sıvı ve kan sızdırarak merkezi görme kaybına yol açarlar. Bu sızdırma nedeniyle hastalık yaş tip YBMD adını alır. Yaş tip YBM’da görme kaybı kuru tipe göre daha hızlı ve yoğun olur. Bu nedenle hastalığın erken evrede teşhisi ve tedavisi çok önemlidir.
Kimler yaşa bağlı gelişen sarı nokta hastalığı için risk grubundadır?
Sarı nokta hastalığının belirtileri nelerdir?
Sarı nokta hastalığı neden ortaya çıkar?
Maküla dejenerasyonunun ortaya çıkışında en önemli faktör ileri yaştır. Hastalık ellili yaşlarda %2 oranında görülürken, 75 yaşın üzerindeki kişillerde %30 oranında görülür. YBMD gelişimi ve makülada hücre ölümünün oksidatif stres ve serbest radikal oluşumuyla ilgili olduğu bilinmektedir. Hastalığın mutlak bir genetik yönü de vardır; yakın akrabalarında sarı nokta hastalığı olan kişiler bu hastalığa daha yüksek risk oranıyla yakalanmaktadırlar. Yaş tipte YBMD sigara içenler ve yüksek tansiyon hastalarında daha sık görülür.
Bu hastalığın erken tanısı için yapılması gereken en önemli şey 50 yaşından sonra düzenli göz muayenesi olmaktır. Gözünüzün durumuna öre doktorunuz gerkli kontrol zaman aralıklarını size bildirecektir. Bu muayenede göz bebekleri damla ile büyütülerek gözün arka kısmı oftalmoskop ile incelenmektedir. Görme azlığı ve şüpheli bulgular tespit edilmesi halinde bu bölge optik koherens tomografi (OCT) ve göz anjiografisi ile (FFA) detaylı şekilde incelenir. Her iki tetkik de göz polikliniğinde yapılmaktadır. FFA tetkikinde kolumuzdaki bir damardan floresein isimli bir ilaç verilerek göz fotoğrafları çekilmektedir. Bu fotoğraflar birikintilerin yerleri ve miktarı ile yeni damar oluşumları ve kanamaların tespitinde faydalı olur.
Kuru tip YBMD tedavisi ve hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılması yönünde uygulanan tek tedavi antioksidan vitamin ve mineral desteğidir. AREDS adı verilen çok merkezli çalışmalardan elde edilen veriler sonrasında hazırlanan bu destek tedavileri gelişmiş olan hücre kaybını geri döndüremez. Ancak risk gruplarında bu destek tedavisinin uygulanmasının ileri evre YBMD’na dönüşümünü %25 oranında azalttığı tespit edilmiştir.
Yaş tip YBMD tedavisi ağır görme kaybı riskini azaltmakla birlikte bu riski tamamen ortadan kaldırmaz. Yaş tip sarı nokta hastalığının tedavisinde son yıllardaki en büyük gelişme yeniden damarlanmayı önleyen Anti-VEGF ilaçların göz içi enjeksiyonları olmuştur. Bu ilaçlar (Avastin, Lucentis) yeniden damarlanmaya engel olurken, bu damarlardan sıvı sızması ve kanamları da engellerler. Bu sayede hastalaarın merkezi görmeleri korunurken, bazı hastalarda görme artışı da sağlanabilmektedir.
Sarı nokta hastalığında göz içi iğne tedavisi (Anti-VEGF ilaç enjeksiyonu) steril koşullarda ve göz damla ile uyuşturularak yapılmaktadır. Bir göz birden çok enjeksiyon gerekebilir. YBMD seviyesine göre termal laze ve fotodinamik tedavi diğer tedavi alternatifleridir.