Keratokonus kornea dokusunun incelerek yapısal bütünlüğünü kaybettiği bir göz hastalığıdır. Genellikle her iki gözde birlikte görülür ancak tanı konulduğunda ve tedavi sürecinde bir göz diğerinden daha ileri seviyede olabilir.
Nedeni tam olarak bilinmeyen bu hastalık genetik temellidir. Ailesinde keratokonus hastası olan kişilerde risk 6 – 10 kat daha fazladır. Hastalığın başlangıcında ve ilerlemesinde “göz ovuşturma” nın etkili olabileceğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır.
Hastalık sıklıkla 16 – 24 yaşları arasında ilk belirtilerini verir. Bulanık görme ilk ve en önemli doktora başvuru şikayetidir. İlk göz muayenelerinde sıklıkla miyop veya astigmat tanısı alan keratokonus hastaları bir süre gözlükleriyle iyi görürler ancak diğer miyop ve astigmatı olan hastalardan farklı olarak verilen gözlükler keratokonuslu hastalarda daha kısa sürede yetersiz kalır. Yeni alınan gözlükle bile görüşte dalgalanmalar olur. Keratokonus hastalığında gözlük numaralarının ilerlediği, astigmatın sürekli değişkenlik gösterdiği görülür.
Keratokonus ilerledikçe görüş gözlükle bile yetersiz kalmaya başlar. Bu evrede göz doktoru tarafından biyomikroskop kullanılarak yapılan muayenede kornea tabakasının inceldiği ve öne doğru bombeleştiği görülür. Tanıda kornea topografisi ve diğer kornea görüntüleme tetkikleri ile kornea kalınlık ölçümleri faydalı olur.
Keratokonus belirti ve bulguların erken başladığı (14 – 22 yaş), göz ovuşturma alışkanlığı olan erkek hastalarda hızlı ilerleyebilir. Tanı anında bulguların hafif olduğu ve tanıdan sonraki ilk bir kaç yılda hastalığın yavaş seyrettiği kişilerde ilerleme daha yavaş olur.
Bilimsel çalışmalar keratokonusun erken tanısı ve hastalığın ilerlemesinin durdurulması üzerine yoğunlaşmıştır. Bugüne kadar uygulanan tedaviler arasında keratokonusun ilerlemesini durdurma ihtimali en yüksek olan tedavi uv ışın ile çapraz bağlama (uv crosslinking) tedavisidir. Bu tedavide amaç kornea dokusunun en önemli yapı taşı olan kolajen lifleri arasındaki çapraz bağların sayısını ve yoğunluğunu arttırarak daha dirençli bir kornea elde etmektir. Crosslink tedavisi sonrası kornea topografisi bulgularının düzeldiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Ancak bu düzelme her hastada görmenin artması şeklinde kliniğe yansımayabilir. Bu tedaviyle amaç var olan astigmat ve görme seviyesini korumaktır, bazı hastalarda görme artarken bazılarında azalma görülebilir.
Keratokonus teavisinde iki amaç vardır birincisi hastalığın ilerlemesini durdurmak ikincisi ise daha iyi bir görme elde etmek.
Hastalığın ilerlemesini durdurmak amacıyla en sık uygulanan tedavi kornea kolajen krosslink tedavisidir.
Görsel rehabilitasyon başlangıç keratokonüs hastalarında gözlük veya kontakt lensle sağlanabilir. Hastalık ilerledikçe gözlükle veya yumuşak kontakt lenslerle görüşün düzeltilmesi daha da zorlaşır. Bu evrede gaz geçirgen özel keratokonus lensleri kullanılması gerekir.
Birçok hasta özel dizayn edilen keratokonus lensleriyle bir ömür boyunca iyi bir görüş sahibi olabilir. Bu lenslerin parametreleri (çap, eğim, güç) keratokonusun seviyesine göre değişkenlik gösterir ve yaklaşık 6 aylık dönemlerde lensleri değiştirmek gerekmektedir. Lensler keratokonus hastasının korneasına göre dizayn edilerek üretilmektedir.
Bazı keratokonüs hastaları ilk tanı aldıklarında diğerleri ise hastalığın ilerlemesi nedeniyle kontakt lens takamaz durumda olabilirler. Bunun nedeni korneanın düzensiz bir sekilde aşırı dikleşmesi veya kuru göz sendromu – kontakt lens allejisi gibi kullanım sırasında ortaya çıkan sorunlar olabilir. Kontakt lensi tolere edemeyen bu hastalarda en önemli alternatif tedavi yöntemi kornea içi hakla tedavisidir (keratokonus ring tedavisi). Kornea halka segmentleri damla anestezisi ile yapılan ve yaklaşık yirmi dakika süren bir operasyonla kornea tabakasının içerisine yerleştirilir. Ancak mikroskop altında görülebilen şeffaf halka segmentleri bombeleşen kornea tabakasını gerginleştirerek düzleştirir. Kornea ring tedavisi keratokonus hastasını gözlük veya kontakt lensten kurtarmaya yetmez. Birçok hasta halka tedavisi sonrası gözlük veya kontakt lens takmak durumundadır.
Hastalığın hızlı ilerlediği, kornea halka tedavisi ve keratokonus lenslerinden görsel başarı sağlanamadığı hasta grubunda kornea nakli son çözümdür. Bu tedavide hastalıklı kornea dokusu tam kat veya lamellar kornea nakli teknikleriyle değiştirilir.